40 filmi..

"Yaprak Dökümü"nün Ferhunde'si Deniz Çakır'ın rol aldığı filmde, güzel yıldızın partneri ise "Heroes" dizisinde oynayan Amerikalı aktör Ntare Mwine...
Hızlı macera
Hollywood'da yaşayan genç yönetmen Emre Şahin, hikayesi İstanbul'da geçen "40" isimli filminin çekimlerini bu hafta sonu tamamlıyor. Yapımcılığını eşi Sarah Şahin ile Bülent Yurdakul'un üstlendiği film, "Hayata dair umutlarınızın tükendiği bir anda önünüze bir çanta çıksa ve bu çanta geleceğinizi değiştirmek için fırsat olsa ne yapardınız" sorusunun etrafında şekilleniyor.
Heroes'nun kahramanı
Birbirine yabancı üç insanın bir çanta etrafında yollarının kesişmesini anlatan filmde, Amerika'da geniş kitleler tarafından izlenen "Heroes" dizisinde "Usutu" karakterini canlandıran Ntare Mwine başrol oynuyor. Yolu insan tacirleri tarafından bir şekilde İstanbul'a düşen Mwine'ın parasını çalan hemşireyi ise Deniz Çakır canlandırıyor.
Gazeteci Haluk Şahin’in oğlu olan Hollywood’da yaşayan genç yönetmen Emre Şahin, hikayesi İstanbul’da geçen "40" isimli filminin çekimlerini bu hafta sonu tamamlıyor. Daha önce "Çanta" adında kısa metrajlı bir film çeken ve yurtdışında bu filmiyle birçok ödüller alan Şahin’ın "40", ilk uzun metrajlı filmi. Yapımcılığını eşi Sarah Şahin ile Bülent Yurdakul’un üstlendiği film, "Hayata dair umutlarınızın tükendiği bir anda önünüze bir çanta çıksa ve bu çanta geleceğinizi değiştirmek için fırsat olsa ne yapardınız? " sorusunun etrafında şekilleniyor. Filmin senaryosunu da Emre Şahin kaleme aldı. Çekimleri İstanbul’da 1 ay, Nijerya’da 1 hafta sürmesi planlanan filmin, 2009’da ekim ayında gösterime girmesi planlanıyor. Geniş bir oyuncu ve teknik ekiple çalışılan "40" filminin çekimleri Türkiye’de ilk kez kullanılan "Red Cam" ile gerçekleştiriliyor. İlk kez Hürriyet’in girdiği sette, Ugandalı oyuncu Ntare Mwine ile çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
"Heroes" dizisinde "Usutu" karakterini canlandırıyorsunuz. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
- 41 yaşındayım. Uganda asıllı ama Amerika’da yaşayan bir ailenin çocuğuyum. New York Üniversitesi’nde oyunculuk eğitim aldım. Daha sonra Londra’da The Royal National Theatre’da meslek geliştirme kurslarına devam ettim. Moskova Sanat Tiyatrosu’nda çalışmalar yaptım. "Biro" ve "Beware Of Time" adında iki belgeselin yönetmenliğini yaptım. "Beware Of Time" adlı belgeselim, Berlin Blac İnternational’da en iyi belgesel ödülünü aldı. Kendi yazdığım "Six Degrees of Seperation" adlı tiyatro oyunuyla dünya turuna çıktım. Bu oyunumuzu izleyenler arasında Kofi Anan da vardı. "The Riches", "CSI" dizilerinde oynadım. "Blood Diamond" (Kanlı Elmas) filminde oynadım. Halen Yale Üniversitesi’nde oyunculuk eğitmenliği yapıyorum. Bu arada profesyonel olarak da fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Bu anlamda da açmış olduğum sayısız sergiler de var.
Peki şu an bir Türk filminde, "40"da oynuyorsunuz. Filmin yönetmeni Emre Şahin ile nasıl tanıştınız?
- Emre beni "Heroes" dizisinden biliyor. Emre’nin Amerikalı eşi bir kasting ajansıyla görüşmüş, bir şekilde beni buldular. Tanışmamız bu film teklifiyle birlikte oldu. Tesadüfi bir tanışma diyebiliriz.
"40" filmi, sizin ikinci uzun metrajlı filminiz değil mi?
- Evet. "40", benim ilk başrol filmim.
Başrol keyfini bir Türk yönetmenle, Türk filmiyle yaşıyorsunuz. Heyecanlı bir durum olsa gerek.
- Çok ilginç, çok harika, çok büyüleyici bir şey. Çünkü İstanbul, Türkiye bölge olarak çok ilginç. Her şey o kadar güzel ki, benim oyunculuk adına çok fazla bir efor harcamama bile gerek yok. Filmin, buradaki siyahların, Afrikalılar’ın hikayesini anlatması da çok güzel. Ben Afrika’yı çok seviyorum. Milliyetçiyim. Dolayısıyla oranın halkı için yapılan filmlerde hiç sorgulamadan oynarım. Emre’den gelen bu teklifi kabul etmem de biraz bu yüzdendir. Yani ülkesindeki Afrikalılar’ın hikayesini anlatmasıdır. Tabii ki bir Türk yönetmenin filminde oynamak hiç aklıma gelmezdi. Ama bu ülkeyi merak ediyordum. Bu sayede merak ettiğim bu şehri, ülkeyi görmüş oldum. Bu bir şans. Tabii bu arada Emre’in kısa metrajlı filmi "Çanta"yı izledim ve müthiş etkilendim. Böyle bir yönetmenden bana teklif gelmesi de beni çok heyecanlandırdı. Bu hikayenin içinde olmaktan, İstanbul’da olmaktan çok mutluyum. Umarım film de iyi başarı elde eder. Umarım katıldığı festivallerden ödül alır filmimiz. Belki ben de alırım. Bu şahane olur.
Filmde insan tacirliğine, mültecilere yönelik hikaye de var. Ve İstanbul’da gerçekten kaçak Afrikalı çok fazla. Zor şartlarda yaşamlarını sürdürüyorlar vs. Neler söyleyeceksiniz?
- Beni en üzen noktada bu. Zaten filmde canlandırdığım karakter de sevdiği kızı bulmak için Afrika’dan Paris’e gitmek istiyor. Ama kendini bir anda İstanbul’da buluyor. Ve hikayede öyle başlıyor. Sonuçta keşke dünyanın hiçbir yerinde işsizlik, açlık olmasa da insanlar kendi topraklarını terk etmek zorunda kalmasa.
Türk sineması desem... Bir fikriniz, bilginiz var mı?
- Türk sinemasını tam olarak bilmiyorum ama yönetmenlerini biliyorum. Mesela Nuri Bilge Ceylan’ı biliyorum. Amerika’da "Uzak" filmini izledim. Açıkçası bu film beni çok etkiledi. Şöyle ki "Uzak", Türkiye’yi karanlık bir ülke olarak algılamamı neden oldu. Ama geldim, gördüm ki öyle değil ülkeniz. Sonra Fatih Akın’ın, "Duvara Karşı" filmini biliyorum. İzledim de. Yine Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’da ödül aldığı filmi biliyorum.
Obama’nın başkanlığı için düşünceleriniz neler...
- İstanbul’u gezerken, herkes önümü kesip benimle Obama hakkında konuşmaya başladı. Şimdi sizin halkınız bile bir siyah görünce, "Obama" diye bağırıyorsa, bu çok şeyin değişeceği anlamına gelir.
Heroes’da oynuyor musunuz şu an?
- Üçüncü sezonda oynadım. Yeni sezon henüz çekilmedi.

hmm Sağol canım

Önemli değil canım